Oleg ya da Kuşatma Altındaki Şehir

Çocuk kitaplarını çok seviyorum hatta onların içinde kayboluyorum diyebilirim. Mesleğimden dolayı okul öncesi resimli çocuk kitaplarını çok sık alıyorum. Fakat şu sıralar daha büyük çocuklar için yazılmış kitapları da okumaya başladım.

Bu okuduğum kitapları unutmamak içinde burada kendime bir bölüm açmaya karar verdim. Amacım tabi ki kitabı eleştirmek değil. Kendime bir not sadece:)

İlk kitap Oleg ya da Kuşatma Altındaki Şehir.

Jaap Ter Haar

CAN YAYINLARI

1942 yılının sert kışında Leningrad Alman birlikleri tarafından kuşatılmış durumda. Şehrin üstüne durmadan bombalar yağıyor, halk açlıktan ve hastalıktan kırılıyor. 12 yaşındaki Oleg hasta annesine bir kâse sulandırılmış çorbayı bulmakta bile büyük güçlükler yaşıyor. Şehrin dışında bir tarlada patates bulabileceğini öğrenince, tüm tehlikeleri göze alarak oraya gitmeye karar veriyor. Arkadaşı Nadya ile birlikte Rus ve Alman mevzilerinin arasından geçerek bu tarlaya ulaşmaya çalışıyorlar. Ama birden çocukların etrafını düşman Alman askerleri sarıyor. Bundan sonra yaşadıkları, Oleg’e savaşın ne kadar anlamsız ve insanlık dışı olduğunu gösteriyor. (Kitapyurdu.com dan alınmıştır)

Özette de belirtildiği gibi savaşın acımasızlığını, anlamsızlığını anlatan bir kitap. Fakat yazar bu kitapta yine de bir çocuğun bir düşmana karşı bile ne kadar vicdanlı, ne kadar yürekli olduğunu gösteriyor. Aslında bütün o ayrımcılığı, bölücülüğü büyükler çıkarmıyor mu:( Nasıl bir dava yada bir konu yada bir sebep, bir çocuğun hayatından daha önemli olabiliyor:( (Evet 35 yaşına geldim ve hala bunu anlayamıyorum:(( Hele 2. dünya savaşınsa yapılanlara akıl ermiyor:(

Ben kitabı sevdim. Umutsuzlukta bile umut var, bazen korktuğum yerler oldu. Ama hemen güzel bağlantılar oldu:) Nadya’da yaşasa iyiydi:(

Savaşın bir çouğun gözünden ne kadar kötü bir şey olduğunu anlıyor insan.

Tuğba ÖZDİNÇ

oleg2 

Bu yazı Okuduğum Kitaplar kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.